Avrupa’nın en büyük yapay zeka laboratuvarında çalışan Kıdemli Yapay Zeka Bilimcisi Shantipriya Parida, Tıbbi Araştırmacı Eda Alemdar ve Hesaplamalı Sistemler Nörobilimcisi Dr. Roman Poznanski’nin liderliğindeki araştırma ekibi, yapay zeka ve sinir bilimi alanında büyük bir atılıma imza attı.
Journal of Multiscale Neuroscience dergisinde yayınlanan çığır açan makale, zaman bilincinin işleyiş alanındaki bilgiyi yansıtmadaki rolünü araştırıyor. Yapılan çalışma, yapay zekanın bilinçli karar verme yeteneğini geliştirmek için yeni bir yaklaşım sunuyor. Geleneksel derin öğrenme algoritmalarının “kara kutu” niteliği ve büyük, kusurlu veri kümelerine bağımlılığı gibi mevcut zorlukları ele alıyor. Geleneksel derin öğrenme algoritmaları, “kara kutu” niteliğinden ve büyük, çoğunlukla kusurlu veri kümelerine bağımlılıktan muzdariptir. Araştırmacıların bu yeni yaklaşımı, yapay zekanın bilinçli karar vermesini sağlamak için hesaplamaya dayalı olmayan yöntemleri savunuyor.
Dinamik Organiklik Teorisi (DOT), yapay zekanın yalnızca veri odaklı öğrenme süreçlerinin ötesine geçip bilinçli deneyimler oluşturma kapasitesine sahip olabileceğini öne sürmektedir. Parida, Alemdar ve Poznanski bu sınırlamaların üstesinden gelinmesi ve yapay zekanın bilinçli deneyimler oluşturabilmesi için yeni modellerin geliştirilmesi gerektiğini savunuyor. Amaç derin öğrenmenin ötesine geçerek Dinamik Organiklik Teorisi ile Bilinçli Yapay Zeka oluşturmak.
Araştırma, kuantum bilgi biyolojisi ve dinamik organikliğin, yapay zekanın fiziksel etkileşimler yerine işlevsel etkileşimlerden kaynaklanan önceden bilişsel deneyimler oluşturmasını nasıl sağlayabileceğini açıklıyor. DOT, bilincin sinirsel aktiviteyle değil, klasik olmayan bir yaklaşım olan bilgi aktivitesiyle ilgili olduğuna dikkat çekiyor. Bilgi işleme, bir bilgisayarın bilgiyi alması ve bir çıktı üretmek için bir programı pasif olarak izlemesinin klasik yoludur. Buna karşılık bilgi faaliyeti, fiziksel sistemin durumunu belirli bir ölçekte değiştirmek için kullanılır, geçici anlamlar üretir ve salt otomasyon yerine yapay sistemlerin anlamasını mümkün kılar.
Shantipriya Parida, Eda Alemdar ve Roman Poznanski, Dinamik Organiklik Teorisi (DOT) ile bilinçli yapay zekanın nasıl oluşturabileceğini gösteriyor. DOT, bilinçli deneyimlerin kuantum potansiyel enerjisi ve negentropik eylemler yoluyla işlevsel etkileşimler yoluyla nasıl ortaya çıktığını açıklıyor. Bu teori, bilincin bilgi kanalları aracılığıyla nasıl oluştuğunu ve bu süreçte farklı ölçeklerdeki işlevsel etkileşimlerin rolünü ayrıntılı olarak açıklıyor. Araştırmacıların bu yaklaşımı, mevcut yapay zeka teknolojilerinin ötesine geçerek daha gelişmiş ve insan benzeri bilinçli sistemler geliştirmeye yönelik önemli bir adım olarak kabul ediliyor.
Beynin Karmaşıklığı ve Epistemik Öznellik, araştırmada beynin ve bilincin çok katmanlı ve dinamik yapısını inceliyor. Shantipriya Parida, Eda Alemdar ve Roman Poznanski beyindeki kuantum potansiyeli enerji dalgalanmalarının bilinci nasıl etkilediğini vurguluyor ve bilincin termodinamik kısıtlamalar altında nasıl ortaya çıktığını açıklıyor. Araştırma, beynin enerji kullanımı ile bilincin oluşumu arasındaki bağlantıyı, beynin karmaşık yapısının farklı ölçeklerde nasıl çalıştığını ve bu işlevlerin önbilişsel deneyimlere nasıl katkıda bulunduğunu ayrıntılarıyla anlatıyor. Bilinç, beynin işleyişi ve yapay zekadaki bilinçli sistemlerin gelişimi için hayati önem taşıyan kuantum potansiyeli enerji dalgalanmaları ve termodinamik kısıtlamalar nedeniyle ortaya çıkar. Bu durum, beynin işleyişi ve yapay zeka tarafından bilinçli sistemlerin geliştirilmesi için büyük önem taşıyor. Bu çalışma yapay zeka ve bilinç araştırmalarında yeni bir çığır açarak, gelecekteki yapay zeka sistemlerinin insan benzeri bilinç ve anlama kapasitelerine ulaşmasını mümkün kılabilir.
Kıdemli Yapay Zeka Bilimcisi Shantipriya, Parida Eda Alemdar ve Roman Poznanski liderliğinde yürütülen bu araştırma bilim dünyasında büyük bir yankı uyandırdı. Araştırma, yapay zekanın mevcut sınırlarını aşarak, anlama yeteneklerine sahip yeni modeller geliştirme potansiyelini ortaya koyuyor. Bu atılım, yapay zeka teknolojisinin geleceğini şekillendirebilir ve insan benzeri bilinçle donatılmış yapay zeka sistemlerinin geliştirilmesine kapı açabilir. Bilim dünyası, bu çalışmanın getirdiği yenilikler ve ileriye dönük vaatler konusunda heyecanlı.