Türkiye Uzay Ajansı (TUA), bugün düzenlediği bir etkinlikte ikinci Türk astronot Tuva Cihangir Atasever‘in ne zaman uzaya gönderileceğini açıkladı. Yapılan açıklamaya göre Atasever, 8 Haziran 2024’te VSS Unity aracı ile uzay yolculuğu gerçekleştirecek.
Tuva Cihangir Atasever’in gerçekleştireceği uzay yolculuğu, Alper Gezeravcı’nın Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) yaptığı uzay yolculuğundan farklı olacak. Çünkü bu kez “yörünge altı araştırma uçuşu” gerçekleştirilecek. VSS Unity, bu görev sırasında yerden 85-90 kilometre kadar yüksekte olacak ve sadece 3 dakika gibi kısa bir süreliğine mikro yer çekimi koşulları oluşacak. Atasever, bu 3 dakikalık süreçte 7 deney gerçekleştirecek.
İşte Türkiye’nin ikinci uzay yolculuğunda gerçekleştirilecek deneyler
YUVA (Yörünge altı Uçuşta Vezikül Analizi)
Hücre dışı veziküller, bir hücrenin ana duvarından dışarı atılan ve içerisinde çeşitli biyolojik molekülleri taşıyan haberleşme kesecikleridir. Bilkent Üniversitesi Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi’ndeki (UNAM) araştırmacılar, YUVA deneyi çerçevesinde, astronotumuzun uçuşu sırasında maruz kalacağı kuvvetler ve mikro yerçekimi ortamının vücudundaki veziküllere olan etkilerini inceleyecekler ve bu süreçte veziküllerin içerisindeki değişimleri ortaya koyacaklar.
Analiz sonrası bu veziküllerin yer çekimsiz ortamda adaptasyon sağlayabilecek bilgiler içerdiğinin tespit edilmesi durumunda yer yüzündeki sağlıklı hücrelere aktarılacak ve bu hücrelerin tepkisi incelenecek. Böylece gelecekte, uzaya gitmeden önce astronotlara uygulanabilecek, yer çekimsiz ortamda daha hızlı alışmalarını sağlayabilecek uyum terapilerinin geliştirilmesi hedefleniyor.
MESSAGE
Uzun uzay seyahatleri ve uzayda kolonileşme planları, astronotların sağlıklı kalabilmesi açısından bağışıklık sistemlerinin nasıl tepki verdiğini anlamamızı zorunlu kılıyor. Bu bağlamda; MESSAGE Bilim Misyonu, mikro yer çekimi altında astronot bağışıklık sistemlerinin tepkilerini çözümlemek ve uzun vadeli uzay görevlerinin sağlık üzerindeki etkilerini anlamak için önemli.
MESSAGE ile astronotların bağışıklık sistemi, mikro yer çekimi koşullarında nasıl değişiklik gösteriyor, uzayda geçirilen süre arttıkça nasıl adapte oluyor, bu sorulara cevap vererek astronot sağlığını korumak ve uzayda kolonileşmeye yönelik planları güçlendirmek hedefleniyor. Üsküdar Üniversitesi tarafından geliştirilen proje, ISS bünyesinde gerçekleştirilen testlerin devamı niteliğinde.
METABOLOM
METABOLOM bilim misyonu kapsamında, astronotlardan toplanacak olan kan, idrar ve tükürük örnekleri üzerinde yapılacak olan moleküler düzeydeki detaylı analizler (metabolomik ve transkriptomik) ile uzay koşullarının insan sağlığı üzerindeki etkilerinin ortaya çıkarılması hedefleniyor. Toplanan biyolojik numunelerde, uzay koşulları etkisiyle değişen tüm metabolizma ürünleri ve bunlarla ilişkili gen ifadelerinin değişimleri bütünüyle araştırılacak.
Bu araştırmadan elde edilecek veriler aracılığıyla astronotların sağlığına yönelik olası risk faktörlerinin anlaşılmasında yeni bilgiler sağlanması amaçlanıyor. Ayrıca ülkemizde yer çekimi fizyolojisi, havacılık ve uzay tıbbı alanında gelecek yıllarda yapılacak olan çalışmalar için uzmanların faydalanması amacıyla bir moleküler veri bankası oluşturulmasına yönelik ilk adım atılacak. Ankara Üniversitesi’nin çalışması, ISS’te yapılan deneylerin devamı niteliğinde.
MİYELOİD
MIYELOID deneyi kapsamında, ultraviyole ışınları, yer çekimi değişiklikleri, solunan hava ve ortam, yolculuk ve uzayda kalış boyunca maruz kalınan tüm zorlu faktörlerin astronotlarımızın bağışıklık sistemini ve kan yapımı sürecini nasıl etkilediği incelenecek. Hacettepe Üniversitesi’nin deneyi, tüm dünya için önemli sonuçlar ortaya koyacak.
Bağışıklık sistemindeki değişiklikler miyeloid tipteki kan hücreleri özelinde araştırılacak, bu hücrelerin özellikleri ve fonksiyonlarındaki değişimler uçuş öncesi ve dönüşte karşılaştırılacak ve uzay yolculuklarının kanser dahil bağışıklık sistemini ilgilendiren pek çok hastalık üzerine olabilecek etkisi hakkında çıkarımlar dünya bilim literatürüne ilk kez kazandırılacak. Bu sayede uzay yolculuklarının bağışıklık sistemi üzerine olabilecek olumsuz etkilerini gidermek üzere önlemler alınması da mümkün olabilecek.
IvmeRad
IvmeRad, akıllı ve aktif bir giyilebilir iyonize radyasyon dozimetresidir. ODTÜ İVMER tarafından ilk olarak TÜBİTAK desteğiyle hastanelerin radyoloji ve kanser araştırmaları birimlerinde, çalışanların ne kadar iyonize radyasyona maruz kaldıklarının anlık olarak tespit edilmesi amacıyla geliştirilen IvmeRad, Karadeniz Teknik Üniversitesi iş birliği ile Galactic 07 görevi için revize edilerek uzay uçuşuna uygun hale getirildi. Özel olarak tasarlanmış uçuş tulumu üzerinde uzaya taşınacak IvmeRad, görevin tüm fazlarında iyonize radyasyon doz ölçümü yapacak. Görev sonrasında elde edilen bu veriler analiz edilecek ve literatüre katkı sağlanacak.
BEACON
Harvard Tıp Fakültesi bünyesinde yer alan Uzay Tıbbı Araştırma Merkezi (CSMR) ile Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hava ve Uzay Hekimliği Ana Bilim Dalı ortaklığında gerçekleştirilecek BEACON deneyi kapsamında, Yakın Kızılötesi Spektroskopisi (Near Infrared Spectroscopy – NIRS) yöntemi ile ilk defa bir uzay uçuşunun tüm fazlarında beyinin prefrontal korteks bölgesindeki kan yayılımı ve omurilik sıvısı (CSF) dinamikleri incelenecek.
Bu sayede astronotlar için önemli risk faktörlerinden birisi olan kafatası basınç değişimi gözlemlenerek omurilik sıvısının bu fenomene etkisi ortaya konulacak. Beyin aktivitesine ek olarak EKG verileri ve çeşitli biyolojik örnekler üzerinde yapılacak analizler ile uzay uçuşunun psikofizyolojik ve bağışıklık sistemi üzerindeki etkileri analiz edilecek.
UZİKAT
Axiom Space ve TUA ortaklığında gerçekleştirilecek bu test ile özel bir kutu içerisine yerleştirilmiş iki farklı insülin kalemi uzaya taşınacak ve bu ortamdaki doz aktarım verimliliği test edilecek. Mikro yer çekimi koşullarına erişildiği anda, uçuş tulumunda yer alan özel olarak tasarlanmış cep üzerinde bulunacak insülin kalemlerinin dozları ayarlanacak ve mekanizma aktifleştirilecek. Toplama kapları içerisine aktarılan ilaç dozları, uçuş sonrasında yüksek hassasiyete sahip terazi kullanılarak ölçülecek ve bu insülin kalemlerinin uzay ortamındaki doz aktarım kabiliyeti belirlenecek.
Bu test ile önümüzdeki yıllarda Dünya yörüngesinde inşa edilecek uzay istasyonlarına diyabetli bireylerin gitmesi hâlinde uygulanabilecek tedavi yöntemlerinin etkinliğine yönelik ilk deneme gerçekleştirilmiş olacak.